Mekân sadece bir hacim değil, aynı zamanda tüm duyu organları ile birlikte algılanan, sınırları kullanıcı tarafından oluşturulabilen bir boşluktur. Bazen tasarımcılar üç boyutlu elemanlarla mekânda istedikleri etkileri yaratamamaktadırlar. Bu gibi durumlarda anamorfik illüzyon olarak adlandırılan, iç ya da dış mekanlarda uygulanabilen yöntemden yararlanılabilir. Bu yöntem derinlik, süreklilik, yönlendirme, odaklanma ve merak gibi mekânda istenilen algıyı yaratmak için kullanılabilir. Bu makalede anamorfik çalışmalar yapan sanatçıların yaptıkları çalışmalar incelenmiş ve bu çalışmaların mekânda oluşturduğu algı değişiklikleri olumlu ve olumsuz yanları ile birlikte değerlendirilmiştir.
Space is not only a volume, but at the same time it is a space perceived with all sensory receptors and its boundaries can be created by the user. At times, designers are unable to provide the intended effects in space with three dimensional elements. In these cases, it is possible to make use of a method called anamorphic illusion , which can be used in both interior and exterior spaces. This method can used to create a desired perception of depth, continuity, directivity, focus and curiosity in space. This presents investigates the works of artists who make use of anamorphic illusion and evaluates the positive and negative effects of this technique on the perception of space.