İnsanlık tarihinin en eski mesleklerinden biri hekimliktir. Eski dünyada, bugünün gelişmiş tıp literatüründen çok farklı tezahürleri olan ve genel olarak “sağaltıcılık” olarak adlandırabileceğimiz bu çok yönlü meslek, gerek Türk kültüründe gerekse İslâm medeniyetinde hep saygın ve hatta kutsal bir mevkide bulunmuştur. Eski Türklerde bir bakıma şamanların da üstlendiği bu sağaltıcılık işi İslâm dünyasında da “nüsha” (muska) yahut “heykel” denen iyileştirici olduğuna inanılan dualar yazılı metinlerin de devreye girmesiyle bir tür kutsiyet kazanmıştır. Hatta zamanla Hz. Peygamber’in insan sağlığıyla ilgili söz ve davranışlarıyla “tıbb-ı nebevî” denen bir ilim şubesi de ortaya çıkmıştır. Geniş manada “tabâbet” olarak bilinen bu mesleğin uygulama alanlarından biri de cerrahlıktır.
Meslek ve meslek ahlakı denilince ilk akla gelen eserler fütüvvetnâmelerdir. Kaynağını İslâm esaslarından alan, Arap, Fars ve Türk kültürünün müşterek ürünlerinden ve aynı zamanda bir edebî tür olan fütüvvetnâmeler, kendisine, çevresine ve yaşadığı topluma yararlı, iyi insan modeli sunmayı gaye ittihaz etmiş metinlerdir. Zamanla Ahi birliklerinin kılavuz kitapları hâline gelen, her üç milletin dilinde de çokça örneği olan fütüvvetnâmelerin bazılarında “zalim, acımasız ve ürkütücü” olarak tanımlanan cerrahlar, diğer bazı meslek erbabıyla birlikte fütüvvet kapısının kapalı olduğu zümreler arasında sayılmaktadır.
Bu makalenin ilk kısmında, bahsedilen konu etraflıca ele alınacak ve bunun sebepleri sorgulanacaktır. Daha sonra konu, XV. yüzyılın tanınmış hekimlerinden, aynı zamanda bir cerrah olan Sabuncuoğlu Şerefeddîn’in yazmış olduğu fütüvvetnâme özelinde ele alınacaktır.
Medicine is one of the oldest professions in history of humanity. This versatile profession, which had highly different manifestations from today's advanced medical literature in the ancient world and which we can generally refer as "healing", has been held respectable and even sacred in both Turkish culture and the Islamic civilization. This profession of healing, which was undertaken in a way by shamans among ancient Turks, gained a kind of sanctity in the Islamic world with the introduction of prayers and written texts believed to have healing powers such as "transcript" (amulet) or "sculpture". In fact, a branch of science referred as "prophetic medicine" emerged based on the sayings and behaviors of the prophet Muhammad about human health over time. One of the practice areas of this profession, known broadly as "tabâbet", is surgery.
The first works that come to mind when it comes to profession and professional ethics are fütüvvetnâmes. Fütüvvetnâmes were texts based on the principles of Islam, were joint products of Arab, Persian, and Turkish cultures, which also formed a literary genre. They aimed to present a model of good people who were useful to themselves, their environment, and the society they lived in. Surgeons, who were described as "cruel, relentless, and frightening" in some of the fütüvvetnames, which had become the guidebooks of the Ahi orders over time and had many examples in the languages of all three nations, were counted among groups for which the fütüvved (guild) door was closed, along with some other professionals.
This mentioned issue will be discussed in detail in the first part of this article and its reasons will be questioned. The matter will later be discussed specifically around the fütüvvetnâme written by Sabuncuoğlu Şerefeddîn, who was among the well-known physicians of the 15th century and also a surgeon.