Tasarım+Kuram, vol.12, no.21, pp.48-60, 2016 (Peer-Reviewed Journal)
Günümüz mimarlık anlayışında limit (sınır) kavramı, mimarlığın tözsel bir varlık olarak değerlendirilmesi nedeniyle bir sorunsal oluşturmaktadır. Tözsel yaklaşım, tözsel olarak ele alınanın çeşitlenmesi ile, eklektik olarak ortaya çıkmaktadır. Mimarlıkta limit ilişkisel (transactional) bir yaklaşımla da sorgulanabilir. Ayrıca, x ve y'yi birbirinden ayıran bir limit olduğu varsayımında; x'in varolma nedeni y'dir; bu nedenle limit ilişkisel bir yapı dışında konumlandırılamaz. İlişkiyi, x ve y`den ayrı bir varlık olarak tanımlamak, ilişkisel görünen ancak töze odaklanması nedeniyle sözde-ilişkisel bir yaklaşım sergilemektedir. Ayrıca, x ve y arasındaki ilişkinin üçüncü bir varlık karakteri olarak kabul edildiği durumlarda, töze odaklı sözde-ilişkisel bir yaklaşım ortaya çıkar. Bu makalede mimarlıkta limit kavramı, eleştirel kuramlara gönderme yaparak, ilişkisel bir yaklaşımla sorunsallaştırılmış ve ele alınmıştır. Dolayısıyla, mimarlıkta ikiliklere gönderme yapan ve bu doğrultuda tanımlanmış limit kavramı, bir edim (act) olarak bulanıklaşma yoluyla sorgulanmıştır. Bulanıklaşma, ara-uzam önermesi bakımından uygun görülmüştür. Mimarlıkta bulanıklaşan limit, üç örneklem üzerinden, üç ayrı varlık karakteri ile tanımlanmıştır: farklı kılma/başkalaşma (altering), dönüştürme (transforming) ve ezber bozma/aşma (transgressing). Bulanıklaşma ile başkalaşan, dönüştürülen ve/veya aşılan limit, tözsel olanı dinamik kılarak yeni bir mimarlık düşüncesi ve yaklaşımı önerebilecektir.