“Gettolaşma” Söylemi Bağlamında Sosyo-mekânsal Sürgün Yerleri


Creative Commons License

Akgün Gültekın A.

İdealkent, cilt.10, sa.26, ss.254-277, 2019 (Hakemli Dergi) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 10 Sayı: 26
  • Basım Tarihi: 2019
  • Doi Numarası: 10.31198/idealkent.500263
  • Dergi Adı: İdealkent
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.254-277
  • İstanbul Kültür Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Ekonomik, kültürel, sosyal ve politik süreçlerin kent mekânındaki izdüşümü olarak mekânsal dışlama ve kentsel eşitsizliklerin ortaya çıktığı görülmektedir. Bu bağlamda kent peyzajında ortaya çıkan kümelenmeler, 1970 sonrası gelişmiş ülkelerde görülen kentsel hareketler ve aktörler arasındaki ilişkilerin kentsel eşitsizlikleri nasıl tetiklediği sorusu önem kazanmaktadır. Kentsel sosyo-mekânsal kapanma ya da inziva biçimleri olarak getto ve banliyölerin yapısal ve işlevsel farklılıklarının altının çizildiği; bu tiplerin aynılaştırılmaya çalışılan söylemlerinin arka planında neler olacağı yönündeki tartışmayı içeren çalışmada bir dizi politik ve medya söylemlerine yer verildi. Sömürge sonrası dünya kentlerinde ileri marjinalliğin mekânları olarak genel kabul gören, şiddet ile yaftalanan, heterojen demografinin emek piyasasından dışlandığı, sistemle sorunlu ilişkisinin tanımlandığı sürgün yerleri kentsel bir oluşum olarak apaçık karşımızda durmaktadır. Gettolaşan Avrupa söylemlerine, Wacquant’ın değerlendirmeleri paralelinde bakan bu yazının temel endişesi; mekânın sosyal boyutu ve topluluk üzerindeki etkilerini anlamaya yöneliktir. Getto, hipergetto, antigetto kavramları arasındaki farkların neler olduğuna ilişkin tartışma La Haine filmi okuması üzerinden yürütüldü. Bu metnin ortaya çıkışındaki süreçte Fransa’da yaşanan “sarı yelek” protestolarının ekonomik, kültürel ve sosyo-mekânsal bagajlarını deşmek düşüncesi yer alır. Mekânsal dışlamanın etno-ırksal, sınıfsal formlarının arkasındaki ilişkiler ağının haritasının çıkartılması; bu çalışmanın hedefini oluşturmaktadır.
Spatial exclusion and urban inequalities are seen as the projections of economic, cultural, social and political processes in the urban space. In this context, the question of how the relations triggered the urban inequalities between clusters that emerged in urban landscapes and urban movements in the developed countries after 1970 and actors gets importance. In this study, a series of political and media reports that include the discussion underlining the structural and functional differences of ghettos and banlieues as urban socio-spatial forms of seclusion is described; what is on the backstage of these types of 'sameness' discourses. The exile locations that are generally accepted as the places of advanced marginality, labeled with violence, excluded from the labor market and the having problematic relations with the system in post-colonial world cities clearly stands in front of us as an urban formation. The main concern of this article which looks at the ‘discourses of ghettozation of Europe in line with Wacquant's arguments is to understand the social dimension of the space and its impact on the community. The discussion of the differences between the concepts of ghetto, hyperghetto and antighetto was carried out through the La Haine film reading. This text emerged from the intention of digging the economic, cultural and socio-spatial baggage of current yellow vest protests in France. Mapping the network of relations behind the ethno-racial, class forms of spatial exclusion is the target of this study.