Bir Yoğun Bakım Ünitesinde Basınç Yarası Prevalansı: Retrospektif Bir Çalışma


Cavusoglu A., YENİ K., İNCEKARA H., ACUN A., Dunya C. P., Tulek Z.

Journal of Academic Research in Nursing, cilt.6, sa.2, ss.203-209, 2020 (Hakemli Dergi) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 6 Sayı: 2
  • Basım Tarihi: 2020
  • Doi Numarası: 10.5222/jaren.2020.36854
  • Dergi Adı: Journal of Academic Research in Nursing
  • Derginin Tarandığı İndeksler: CINAHL, TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.203-209
  • İstanbul Kültür Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç: Bu çalışmada, bir üniversite hastanesinin nöroloji yoğun bakım ünitesinde tedavi görmüşhastalardaki basınç yarası sıklığının belirlenmesi amaçlanmıştır.Yöntem: Tanımlayıcı, retrospektif nitelikte olan bu çalışmanın örneklemini bir üniversite hastanesininnöroloji yoğun bakım ünitesinde Ocak-Aralık 2015 tarihleri arasında yatan hastalar oluşturdu.Bir yıllık süre içinde yatan toplam 92 hastanın hastalığa ilişkin özellikleri ve basınç yarası sıklığıgeriye dönük olarak değerlendirildi.Bulgular: Toplam 92 hastanın çoğunluğunu (%55,4) erkek hastalar oluştururken, hastaların yaşortalaması 64,98±16,2 ve hastanede kalış süre ortalaması 20,2±18,3 gün olarak bulundu.Hastaların büyük çoğunluğunun (%79,3) iskemik inme tanısı ile yattığı ve %65’inde ek bir hastalığın(hipertansiyon, diyabet ya da her ikisi birlikte) olduğu belirlendi. Hastaların Braden RiskDeğerlendirme Ölçeği puan ortalaması 14,8±3,7 olarak bulunurken, ölçeğe göre hastaların%50’sinin orta ve yüksek risk grubunda olduğu saptandı. Basınç yarası sıklığı incelendiğinde 14(%15,2) hastada basınç yarası olduğu, ancak dört hastanın (%4,4) basınç yarasının nöroloji yoğunbakım dışındaki servislerde ya da hastane dışında oluştuğu saptandı. Bu nedenle nöroloji yoğunbakım servisinde gelişen basınç yarası sıklığı %10,9 (n=10) olarak belirlendi. Basınç yarasının ençok sakral bölgede oluştuğu, yaraların tamamına yakınının evre 1 basınç yarası olduğu saptandı.Sonuç: Nöroloji yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalar taburcu oluncaya dek basınç yarası verisk faktörleri yönünden değerlendirilmelidir.
Objective: The aim of this study was to determine pressure ulcer prevalence in patients hospitalised in a neurology intensive care unit of a university hospital. Methods: The sample of this descriptive and retrospective study consisted of patients hospitalised in a neurology intensive care unit of a university hospital between January-December 2015. Data regarding pressure ulcers were retrieved from patient files retrospectively and data from 92 patient files were obtained. Results: The majority of 92 patients were male (55.4%), mean age of patients was 64.98±16.2 and mean length of hospital stay was 20.2±18.3 days. The majority of patients (79.3%) were diagnosed with ischemic stroke and 65% of the patients had a concomitant disease (hypertension, diabetesorboth). Mean Braden pressure ulcer risk scores were14.8±3.7, and 50% of the patients were at moderate-high risk according to the scale. The prevalence of the pressure ulcers was found to be 15.2% (n=14), but it was determined that pressure ulcers were already present in four patients (4.4%) prior to their stay in neurology intensive care. Therefore prevalence of pressure ulcers which developed in neurology intensive care unit was found to be 10.9% (n=10). Pressure ulcers occured mostly in sacral area, and they were mostly stage 1 ulcers. Conclusion: Patients admitted to the neurology intensive care units should be evaluated for pressure ulcers and risk factors until discharge.