0-18 YAŞ ARALIĞINDA ÇOCUKLARI OLAN VE BİRLİKTELİKLERİ DEVAM EDEN EBEVEYNLERİN EVLİLİK DOYUMLARI İLE BİRLİKTE EBEVEYNLİK DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ


Güner Tezcan E., Yağan S.

International Educational Congress EDUCANGRESS-2024, Diyarbakır, Türkiye, 18 - 21 Eylül 2024, ss.1720-1723, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Diyarbakır
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.1720-1723
  • İstanbul Kültür Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Problem Durumu

Ebeveynlerin tutum ve davranışlarının çocuklarının yaşamlarına olan etkisini veya anne babaların ikili

ilişkilerinin çocuklarının davranışlarına olan yansımasını ortaya koymaktadır. ‘Evlilik doyumunun

(Kaya ve Buğa, 2021), evlilik uyumunun (Özbey, 2012; Zubrick vd., 2005), evlilik tatmininin (Zhang,

Guo, Bai, Wang, Gao ve Cheng, 2022), ebeveynlerin ikili ilişkilerinin kalitesinin (Weber, Kamp-Becker,

Christiansen ve Mingebach, 2019) ebeveynlerin birbirine desteğinin ve evlilik içi fikir çatışması yaşanıp

yaşanmamasının (Lawrence, 2022), ebeveynlerin arasında geçimsizlik ve fikir ayrışması olması

durumunun (Sertbaş, 2006) çocukların tutum ve davranışlarını doğrudan etkilediği belirtilmektedir’.

Çocuk yetiştirme sürecinde iki ebeveynin karşılıklı etkileşimi, desteği ve sürece dahil olması, çocukların

güven ve istikrar duygusunu hissederek büyümesine katkı sağlamaktadır (Macie ve Stolberg (2003).

Bunun aksine; fikir çalışması içinde olan ve iletişim bozukluğu olan ebeveynleri olan çocuklarda ise,

uyum problemleri gözlemlenmektedir (Roberson ve ark., 2011). Birlikte ebeveynlik çatışması yaşayan

ebeveynlerin çocuklarının ergenlik döneminde yaşadıkları psikolojik uyum sorunlarının, yaşanan

çatışma ve tutarsızlıkla bağlantılı olduğu saptanmıştır. Feinberg ve arkadaşları (2007) yılında yaptıkları

çalışmada, adölesan çağındaki çocukların ileri dönemde anti-sosyal davranışlar göstermesinin birlikte

ebeveynlik çatışmalarından kaynaklandığını, fakat depresyon yaşamalarının ortak ebeveynlik

çatışmalarından kaynaklanmadığı sonucuna ulaşmıştır. Buehler ve Welsh (2009) ise, 11-15 yaş

çocuklarının ortak ebeveyn tutumlarının olumu veya olumsuz olmasından etkilenerek içselleştirme ve

duygu düzenleme becerileri üzerinde etkili olduğunu bulmuşlardır. Bernard ve arkadaşları (2015),

üniversite döneminde bulunan çocukların akademik başarısının ortak ebeveyn çatışmasından olumsuz

etkilendiği sonucuna ulaşmışlardır.

Zemp ve arkadaşları (2017) çalışmalarında kaliteli bir evlilik yaşamı olan ebeveynlerin, çocuklarla ilgili

karar alma süreçlerinde ortak hareket edebildiklerini ve birbirine yardımcı olabildiklerini, dolayısıyla

daha az çatışma yaşadıkları bulgularına ulaşmışlardır. Choi ve arkadaşlarının (2019) ortak ebeveynlikte

görev paylaşımını ve çocukların davranış biçimlerini ele aldıkları çift yönlü boylamsal çalışmalarında,

ortak ebeveynlikte görev paylaşımı yapan ailelerin çocuklarında daha az davranış sorunu bulgularına

ulaşıldığı sonucuna varmışlardır.

1721

Bu araştırmanın temel amacı; 0-18 yaş çocuğu olan ve evlilikleri devam eden ebeveynlerin evlilik

doyumları ile birlikte ebeveynlik düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığının tespit

edilmesidir.

Yöntem

Temel amacı; 0-18 yaş çocuğu olan ve evlilikleri devam eden ebeveynlerin evlilik doyumları ile birlikte

ebeveynlik düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığının tespit edilmesi olan bu araştırmanın

desenini, nicel paradigma kapsamında kullanılan ve iki veya ikiden fazla değişken arasındaki ilişkiyi

belirleyen ve bu degişkenler arasındaki sebep-sonuç ilişkisini ortaya koyan ilişkisel tarama modeli

oluşturmaktadır. Araştırmanın çalışma grubunu, Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan ve Türk vatandaşı

olan, 0-18 yaş aralığında çocukları olan ve evlilikleri devam eden 401 ebeveyn oluşturmaktadır.

Verilerin toplanmasında araştırmacı tarafından geliştirilen “Kişisel Bilgi Formu”, Canel (2007)

tarafından geliştirilen “Evlilik Doyumu Ölçeği” ve Özdemir ve ark, (2021) tarafından geliştirilen

“Birlikte Ebeveynlik Ölçeği” kullanılmış olup, veriler çevrim içi anket formu yöntemi ile toplanmıştır.

Araştırmada elde edilen verilerin analizinde IBM SPSS-27.0, değişkenler arasındaki doğrusal ilişkiyi

test etmek ve ilişki derecesini belirlemek için Pearson Korelasyon Analizi, bağımsız değişkenin bağımlı

değişken üzerinde oluşturduğu farkı görmek için t-test ve ANOVA yapılmıştır. ANOVA sonrası anlamlı

fark ortaya çıkması nedeniyle ikili karşılaştırmalar için Scheffe testi tercih edilmiştir.

Beklenen/Geçici Sonuçlar

Yapılan analizleler sonucunda cinsiyet, evlilik sayısı, yaşanılan yer, evlilik türü, çocuğun cinsiyeti,

çocuğun yaşı değişkenlerinin evlilik doyumunda anlamlı fark yaratmadığı, ancak çalışmaya katılan

ebeveynin yaşı, evlendiği yaş, öğrenim düzeyi, ailenin ortalama gelir düzeyi, evlilik süresi ve eşlerin

aralarındaki yaş değişkenlerinde ise anlamlı fark yarattığı tespit edilmiştir.

Birlikte ebeveynlik düzeyleri açısından cinsiyet, çalışmaya katılan ebeveynin yaşı, yaşanılan yer, evlilik

süresi, eş seçimi, evlenilen yaş, çocuk sayısı, çocuğun yaşı, çocuğun cinsiyeti ve evlilik türü

değişkenlerinin anlamlı fark yaratmadığı; öğrenim düzeyleri, gelir düzeyleri, eşlerin yaş farkı, evlilik

sayısı değişkenleri açısından ise anlamlı fark yarattığı sonucuna ulaşılmıştır. Öte yandan, ebeveynlerin

evlilik doyumunun, birlikte ebeveynlik düzeyleri ile ilişkili olduğu tespit edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Evlilik doyumu, birlikte ebeveynlik, aile, çocuk