Üretken Yapay Zeka ve Etik Sorunsallar: ChatGPT Üzerine Bir Değerlendirme


Creative Commons License

Bilgici C., Özkök Şişman Ö.

STS Türkiye & Metu Applied Ethics Research Center Joint Conference 2023, Ankara, Türkiye, 31 Ekim - 02 Kasım 2023, cilt.1, sa.1, ss.72-74

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 1
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.72-74
  • İstanbul Kültür Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Teknolojik ilerlemelerle hızla önem kazanan yapay zekâ tabanlı sistemler bireylere

profesyonel ve sosyal süre.lerde katkı sağlamaya başlamıştır. Yapay zekâ tabanlı pek

çok aracın yaygınlaşması ile birlikte yapay zekânın hem profesyonel hem de bireysel

hayat pratiklerinde önemli bir rol oynamaya başladığı söylenebilmektedir. Son dönemde

giderek sayıları artan yapay zekâ araçları gündelik yaşamın içerisinde çok çeşitli

alanlarda kullanılmaya başlamış ve yaygın hale gelmiştir. Bu kapsamda “konuşma

tabanlı yapay zekâ” ve “üretken yapay zekâ” kavramları dikkat çekmeye başlamıştır.

Konuşma tabanlı yapay zekâ (conversational AI) sistemleri, bireylerin doğal dil işleme

becerisine sahip bir sistemle sesli ya da metin odaklı bir şekilde iletişim kurmalarına

olanak tanımaktadır. Bu sistemler yeteneklerine ve alanlarına bağlı olarak birçok farklı

kategoriye ayrılmaktadır. Bu kategorilerden en çok öne çıkanları sanal araç (virtual

agent), konuşma aracı (conversational agent) ve sohbet robotu (chatbot) olarak

sıralanabilir. Buna ek olarak, günümüzde soru-cevap gibi görevleri gerçekleştirebilen ya

da sanatsal üretimler yapabilen üretken yapay zekâ (generative AI) modelleri de

geliştirilmektedir. Üretken yapay zekâ, yalnızca var olan verileri analiz etmenin ya da

önceden belirtilen veriler çerçevesinde işlem gerçekleştirmenin yanı sıra, çıkarım

yapabilen ve içerik üretebilen bilgi temelli bir sistemi ifade etmektedir. Bu bağlamda

üretken yapay zekâ, problem çözme, ayırt edebilme ve yeni veriler ve içerikler

üretebilme yeteneğine sahiptir (Gozalo-Brizuela & Garrido-Merchan 2023). Bireylerle

gündelik hayatın içerisinde iletişim halinde olan bu araçlarla ilişkili eleştirel yaklaşımların

ve pek çok etik endişenin tartışılmaya başlandığı g.rülmektedir. Bu tartışmalar ve

endişeler araçların uygulama alanına, hedef kitlesine ve amaçlarına bağlı olarak

değişkenlik göstermektedir (Ruane & Birhane & Ventresque, 2019). Bu nedenle hızla

gelişen bu alanda yaygın olarak kullanılan araçları ve bu araçlarla ilişkili olası endişeleri

tartışmak önem kazanmaktadır. Bu doğrultuda, son dönemde popülerlik kazanan ve

servis edildiği ilk 5 gün içerisinde bir milyon kullanıcıya ulaşmış olan ChatGPT öne

çıkmaktadır. ChatGPT’nin kullanıma sunulmasını takip eden bir ay içerisinde ise yüz

milyon kullanıcıya erişmesi dikkat çekmektedir (Statista, 2023). OpenAI şirketi

tarafından 2022 yılında piyasaya sunulan ChatGPT (Chat Generative Pre-trained

Transformer), doğal dil işleme yeteneğine sahip, derin öğrenme yoluyla insan benzeri

metinler üretebilen, soruları yanıtlayabilen ve kaynakları yorumlayabilen bir yapay zekâ

yazılımı şeklinde tanımlanabilmektedir. Bu kapsamda ChatGPT, kullanıcılar tarafından

kendisine yöneltilen soruları kapsamlı biçimde yanıtlayabilen ve kullanıcılarla eş

zamanlı olarak diyalog kurabilen, etkileşim yeteneğine sahip bir sistem olarak

tanımlanabilmektedir (Dwivedi vd. 2023).

Bu araştırmanın amacı üretken yapay zekâ modellerinden ChatGPT’yi etik sorunsallar

çerçevesinde tartışmak ve farklı boyutlarıyla ele almaktır. Günümüzde, ChatGPT’nin

teknolojik ilerlemenin dikkat çeken yeni bir ürünü olması ve insan etkileşimi odağında

ilerleyen bir işleyişi bulunması, bu sistemin etik sorunsallarının sorgulanması

gerekliliğini oraya çıkarmaktadır. Buna karşın, bu teknolojik ürünün gelişimi yeni etik

tartışmaları da beraberinde getirmektedir. Literatürde yer alan ChatGPT ve etik konulu

araştırmaların çoğunlukla eğitim, bilimsel araştırma ve istihdam alanlarına

yoğunlaştıkları g.rülmektedir. Bu bağlamda, iletişim alanındaki mesleki faaliyetlerde

ChatGPT kullanımına dair kısıtlı çalışma olması araştırmanın önemini ortaya

çıkarmaktadır. Araştırma kapsamında ChatGPT’nin iletişim alanındaki mesleki

faaliyetlerde kullanımındaki etik çekincelerin ele alınması amaçlanmaktadır. Bu

çerçevede, derinlemesine g.rüşme yöntemi kullanılarak gerçekleştirilen araştırma,

Türkiye’de yapay zekâ alanında çalışan uzmanlar ile iletişim alanında çalışan

profesyonellerle gerçekleştirilen 12 derinlemesine g.rüşme bulgusuna odaklanmaktadır.

Araştırma kapsamında gerçekleştirilen g.rüşmelerdeki uzmanların seçiminde en az iki

yıllık mesleki deneyim sahibi olmak ve yapay zekâ ile iletişim alanındaki mesleki

faaliyetler hakkında aynı anda bilgi sahibi olma şartı aranmıştır. Derinlemesine g.rüşme

yöntemi katılımcıların araştırma konusuna ilişkin g.rüşleri, duygu, düşünceleri ve

deneyimlerine ulaşmak adına sosyal bilimler alanında gerçekleştirilen çalışmalara

önemli bir katkı sağlaması nedeniyle tercih edilmiştir (Kara 2016: 267). Araştırma

bulguları betimsel analiz yöntemi ile ele alınmıştır. Araştırma bulguları çerçevesinde

ChatGPT ile ilişkili pazarlama, sosyal medya, halkla ilişkiler ve reklamcılık alanlarındaki

etik tartışmalarda güven, gizlilik, şeffaflık, ayrımcılık ve veri mahremiyeti kavramlarının

öne çıktığı g.rülmektedir. Bu bağlamda, özellikle kurumların bilgilerinin gizliliğine dair

kaygıların ön plana çıktığı tespit edilmektedir. Buna ek olarak, uzmanların ChatGPT ile

ilişkili telif hakkı konusundaki endişeleri de dikkat çekmektedir. Araştırma kapsamasında

elde edilen bulguların gelecekte iletişim alanına ilişkin diğer yapay zekâ araçlarıyla

ilişkili gerçekleştirilecek araştırmalarda yol gösterici olacağı ve profesyonel işleyişle ilgili

farkındalık yaratmada rol üstleneceği düşünülmektedir.


With the rapid advancements in technology, AI-based systems have increasingly contributed to both professional and social environments. As the proliferation of AI-based tools continues, it can be said that AI has started to play a significant role in both professional and personal life practices. Recently, AI tools have become more prevalent and are being utilized in various fields within everyday life. In this context, the concepts of "conversational AI" and "generative AI" have started to gain attention.

Conversational AI systems enable individuals to communicate with a system capable of natural language processing, either through voice or text-based interactions. These systems are categorized into different types depending on their capabilities and areas of use, with the most prominent categories being virtual agents, conversational agents, and chatbots. Additionally, generative AI models, which can perform tasks such as question-answering or artistic creation, are also being developed. Generative AI refers to an information-based system that not only analyzes existing data or performs tasks within specified data but also makes inferences and produces content. In this regard, generative AI possesses the ability to solve problems, distinguish, and generate new data and content (Gozalo-Brizuela & Garrido-Merchan 2023).

It has been observed that there are critical approaches and numerous ethical concerns associated with these tools that interact with individuals in daily life. These discussions and concerns vary depending on the application area, target audience, and purposes of the tools (Ruane & Birhane & Ventresque, 2019). Therefore, it is essential to discuss the widely used tools in this rapidly developing field and the potential concerns associated with these tools. In this direction, ChatGPT, which has gained popularity recently and reached one million users within the first five days of its launch, stands out. Within a month of its launch, ChatGPT had reached one hundred million users (Statista, 2023).

Released by OpenAI in 2022, ChatGPT (Chat Generative Pre-trained Transformer) can be described as an AI software with natural language processing capabilities, capable of generating human-like texts through deep learning, answering questions, and interpreting sources. In this context, ChatGPT can be defined as a system that can comprehensively answer questions posed by users and engage in real-time dialogue with users, possessing interaction capabilities (Dwivedi et al., 2023).

The aim of this research is to discuss ChatGPT, one of the generative AI models, within the framework of ethical issues and to address it from different dimensions. Today, the necessity of questioning the ethical issues of this system, which is a notable new product of technological advancement and operates with a focus on human interaction, emerges. However, the development of this technological product brings along new ethical debates. It is observed that most of the studies in the literature on ChatGPT and ethics focus on education, scientific research, and employment fields. In this context, the limited number of studies on the use of ChatGPT in professional activities within the field of communication highlights the importance of this research. The research aims to address the ethical concerns in the use of ChatGPT in professional activities within the field of communication.

In this context, the research focuses on the findings of 12 in-depth interviews conducted with experts working in the field of artificial intelligence in Turkey and professionals working in the field of communication. The selection of experts for the interviews required at least two years of professional experience and knowledge of both AI and professional activities in the field of communication. The in-depth interview method was preferred because it makes a significant contribution to studies conducted in the social sciences field by reaching the views, feelings, thoughts, and experiences of participants on the research topic (Kara 2016: 267). The research findings were analyzed using the descriptive analysis method. Within the framework of the research findings, it is observed that the concepts of trust, privacy, transparency, discrimination, and data privacy come to the forefront in ethical discussions related to marketing, social media, public relations, and advertising fields concerning ChatGPT. In this context, concerns about the confidentiality of organizational information are particularly prominent. Additionally, experts' concerns about copyright issues related to ChatGPT are also noteworthy. It is believed that the findings obtained within the scope of the research will guide future studies related to other AI tools in the field of communication and play a role in raising awareness about professional practices.