Yaşlılık; kayıplar, kazanımlar ve çatışmalarla dolu yaşam periyodunun son evresidir. Bu dönem için ölüm, çoğunlukla eşlik eden hastalıklarla beraber daha yakın bir ihtimal haline gelmiştir. İleri yetişkinlik genelde varoluşsal açıdan da yaşamının bütünlüğünün gözden geçirildiği bir evredir. Değişen aile içi ve sosyal roller eşliğinde kişi kimliğinin ve bulunduğu dönemin değerlendirmesini yapar. Baba (The Father) filmi ile beraber 80 yaşında demans hastası olan Anthony adlı karakterin ruhsal çatışmaları, kendisini ve dış çevreyi anlamlandırma çabası benlik ve benlik ideali, kimlik krizi, cinsiyet tanımlamaları ve rolleri, ölüm ve zaman arasındaki ilişkiler üzerinden değerlendirilmiştir. Kızı Anne’in gözünden ise muğlak kayıp, suçluluk duygusu, yas ve bakım vermede değişen rolleri irdelenmiştir. Bu araştırma, eleştirel nitel bir çalışma şeklinde hazırlanmış, gelişimsel ve psikanalitik kuramsal bakış açısı ile betimleyici yöntem kullanılarak analiz edilmiştir. Filmin analizi, demans hastası bir yaşlının gözünden ve zihninden içinde bulunduğu hastalığı ve yaş dönemini anlatarak benzer süreçlerden geçen kişilere ve hasta yakınlarına sürecin hassasiyetini ve paylaşılan duygusal yükü duyurmayı problem edinmiştir. Tartışılan kavramların yaşlılık sürecine ilişkin farkındalık yaratarak, iyileştirme ve önlem pratikleri adına bir bakış açısı getireceği düşünülmektedir.
Old age is the last phase of a life span full of losses, gains and conflicts. For this period, death has become a more imminent possibility, often with concomitant illnesses. Older adulthood is often a stage in which the integrity of one's life is reviewed from an existential point of view. With changing family and social roles, the individual evaluates his/her identity and the period in which he/she finds himself/herself. In the film The Father, the psychological conflicts of the character Anthony, an 80-year-old dementia patient, and his efforts to make sense of himself and the external environment are evaluated through the relationships between the self and the ideal of self, identity crisis, gender definitions and roles, death and time. Through the eyes of her daughter Anne, the ambiguous loss, guilt, grief and changing roles in caregiving are examined. This research was prepared as a critical qualitative study and analyzed using a descriptive method with a developmental and psychoanalytic theoretical perspective. The analysis of the film was concerned with communicating the sensitivity of the process and the shared emotional burden to people going through similar processes and their relatives by describing the disease and the age period through the eyes and mind of an elderly person with dementia. It is thought that the concepts discussed will raise awareness about the aging process and bring a perspective for improvement and prevention practices.
