Turkey-Greece Relations and the Disputes Emanating from the Seas


ÇELİKKOL A. O., KARABEL S.

Bilge Strateji, vol.9, no.16, pp.13-31, 2017 (Peer-Reviewed Journal) identifier

  • Publication Type: Article / Article
  • Volume: 9 Issue: 16
  • Publication Date: 2017
  • Journal Name: Bilge Strateji
  • Journal Indexes: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Page Numbers: pp.13-31
  • Istanbul Kültür University Affiliated: No

Abstract

The article assesses the disputes between Turkey and Greece emanating from Aegean Sea such as continental shelf and territorial waters with reference to the international disputes that have several characteristics in common. Escalated during 1996 Kardak Crisis, the disputes came to the fore in January 2017 between two countries largely pointing to the rights and balances in Aegean Sea apart from simple partition of some of the rocks. In the same vein, the disputes in South and East China Seas reveal a similar pattern to that of Turkey-Greece disputes in terms of on one side intertwined claims of China, Japan and Philippines; on the other side regarding the insufficiency of relevant international law and various interpretations among contracting parties.ing from seas or similar exemplars in South and East China Seas, by conducting a balanced diplomacy that respects sensitivities of parties concerned and focusing on generating economic-political relations.
Bu makalede, Türkiye ve Yunanistan arasında Ege Denizi'nden kaynaklanan kıta sahanlığı ve karasularının genişliği gibi sorunlar uluslararası ilişkilerde benzer anlaşmazlıklara atıf yapılarak değerlendirilmektedir. İki ülke arasında 1996 Kardak Krizi'yle tırmanan ihtilaflar Ocak 2017'de tekrar gündeme gelmiş ve anlaşmazlıkların birtakım kaya parçasının paylaşımından öte Ege Denizi'nde haklar ve dengeler üzerine olduğuna işaret etmiştir. Güney Çin Denizi ve Doğu Çin Denizi'ndeki benzer ihtilaflar da Çin, Japonya ve Filipinler gibi kıyıdaş aktörlerin karmaşık hak iddialarının yanı sıra uluslararası hukukun bu konuda yetersiz oluşu ve taraflarca farklı yorumlanması nedeniyle çözüm bulma açısından zorluk teşkil etmektedir. Bu bağlamda gerek Türkiye-Yunanistan arasındaki denizden kaynaklanan sorunların gerekse Güney Çin Denizi ve Doğu Çin Denizi örneklerindeki gibi diğer benzer ihtilafların çözümünde; hassasiyetlere saygı gösteren dengeli bir diplomasi ve siyasi-ekonomik ilişkileri geliştirme yoluna gidilmesi uzun vadede kalıcı olabilecektir.