Günümüz çalışma ortamlarının evrilerek birer üretim ortamına dönüşmesi yaratıcılığa imkan vermeleri ile mümkün olmaktadır. Aynı işi yapmayan, aynı dili konuşmayan, aynı hayatı yaşamayan fakat aynı ortamı paylaşarak yaratıcı ve girişimci işler yapılması son yılların çalışma kültürü olarak görülmektedir. “Paylaşımlı ofisler” de girişimci ve yaratıcı eylemleri barındırmakta ve gerçekleşmesine olanak sağlamaktadır. Özellikle sosyalleşmeye dönük çalışma ve etkileşim mekanı olarak bu anlayış çalışanların tercihi olmaktadır. Paylaşımlı ofislerin formel ve enformel çalışma düzeniyle, düşünce üretmede oynadığı rolle, iletişim kurma yöntemleriyle çalışanın yaratıcılığını etkilediği düşünülmektedir. Bu bakış açısıyla araştırmanın amacını paylaşımlı ofislerde yaratıcılığı tetikleyen mekan kodlarının ortaya konulması ve çözümlenmesi şeklinde belirtilmek mümkündür. Araştırma; ilki literatür tarama olacak şekilde iki bölümden oluşmuştur. İkinci bölümde ise benzer ve farklı dinamikleri olan Atölye ve Habita paylaşımlı ofisleri üzerinden belirlenen mekan kodları ile mekan çözümlemesi yapılarak, sonuçları tartışılmıştır. Çalışmanın ileride yaratıcı çalışma mekanlarının geleceği üzerine yapılacak araştırmalara ve mekan tasarımlarına temel olabileceği düşünülmektedir.
Working spaces of today turn into productive spaces provided that they make creativity possible. It is the one of latest forms of working culture that people who do not speak the same language or do not do the same work or do not lead similar lives but they share the same space and make creative attempts. Meanwhile, coworking offices provide them with the right space to realise their creative targets. Such offices are preferred by employees who look for spaces that are open to socialisation and interaction. It is claimed that coworking offices have an impact on producing ideas, communication and workers’ creativity in formal and informal levels. Therefore, the aim of the study is to investigate and analysize the spacial codes triggering creativity in coworking offices. The study consists of two parts; the first part is allocated to a literature review. The second part discusses the results after analysing the spacial codes designated by looking at coworking offices in Atölye and Habita which have similar and different dinamics. It is suggested that this study may be a basis for future space designs and researches on the future of creative working spaces.