TÜRK VE ALMAN CEZA MUHAKEMESİ HUKUKUNDA GİZLİ SORUŞTURMACININ HAREKET SINIRINI AŞMASI VE AİHM’İN KONUYA YAKLAŞIMI(*)


Özaydin Ö.

Ceza Hukuku Dergisi, cilt.16, sa.47, ss.493-524, 2021 (Hakemli Dergi) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 16 Sayı: 47
  • Basım Tarihi: 2021
  • Dergi Adı: Ceza Hukuku Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.493-524
  • İstanbul Kültür Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Gizli Sorşturmacı ceza muhakemesi hukukunda belirli suçlarda delillerin toplanması ve suçla ilgili araştırma yapması için görevlendirilen kamu görevlisidir. Hukuki niteliği itibariyle koruma tedbiri olan gizli soruşturmacı görevlendirilmesi bir takım koşullara bağlanmıştır. Bunun yanında gizli soruşturmacının görevini ifa ettiği sırada hangi sınırlar içinde hareket etmesi gerektiği önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sınırlardan ilki, soruşturmacının suç işlemesi durumunda sorumlu olup olmayacağı ile ilgilidir. Özellikle suça kışkırtma durumlarında bunun hukuki sonucunun ne olacağı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarına da yansımıştır. Bu çalışmada AİHM’in gizli soruşturmacının suça kışkırtmasının hukuki sonucu ile ilgili olan 23.10.2014 tarihli Furcht/Almanya kararı ile 15.10.2020 tarihli Akbay ve diğerleri/Almanya kararı ele alınacaktır. Gizli soruşturmacının hareket sınırının ikincisi, kişinin kendini suçlayıcı beyanda bulunmaya zorlanamaması ilkesidir (nemo tenetur se ipsum accusare). Çalışmamızda ayrıca bu ilkenin Türk ve Alman hukuklarındaki yerini karşılaştırmalı olarak incelendikten sonra, AİHM’in konuya yaklaşımı üzerinde durulacaktır
n criminal procedure law, an undercover investigator is a public officer who is appointed to obtain evidence and conduct research with respect to certain crimes. Appointment of an undercover investigator is a protective measure and subject to certain conditions. It is particularly important to determine the limitations on the undercover investigator’s actions. One of the limitations is concerned with the criminal liability of the undercover investigator. Especially, the legal consequences of incitement to commit a crime are addressed in some judgments of the European Court of Human Rights (ECHR). In this study, ECHR’s judgments regarding the legal consequences of incitement to commit a crime, namely the judgment dated 23.10.2014 in the case of Furcht v. Germany and judgment dated 15.10.2020 in thecase of Akbay and others v. Germany, are examined. Another limitation on the undercover investigator’s actions is concerned with the legal principle that no one is bound to accuse himself (nemo tenetur se ipsum accusare). That principle will also be examined through a comparative analysis of Turkish and German law, and the approach of the ECHR will be presented